31 Mart 2009 Salı

İnsan söyleyemedikleridir. Merhaba küçük prens.. İnsanların basıp yürüdüğü toprağın, soludukları havanın ne olduğunu sorgulamadan yaşadıkları bir yüzyıldayız. Geçen gün izlediğim bir belgeselde kıyameti bilimsel olarak açıklamaya çalışmışlar. Doktor da şunları söyledi. Yaşadığın doğayı unuttun sen, parayı tercih ettin ve unuttun. Kıyamet geldiğinde de neden diye sorma artık, sorgulama.. Kıyameti sen getirdin. Biz getirdik, biz insanlar..
Ne kadar basit bir cümle ama çok anlamlı. Toplum kendi içinde düşman; herkes olan herkes ise kendi içinde günahkar, kendi içinde yalancı, kendi içinde sapık vs..
İşte bu yüzden ben kendi dünyamı kendim kurdum. Küçük bir mor oda, gramofonun arada bir cırtlak ses verdiği ama sanatçının adeta aynı odada, yanındaymışçasına söylediği anlamlı şarkılar..Sevmiyorum çoğu zaman insanları.. Bukowski’nin dediği gibi; tabiî ki insanları sevebilirsiniz, eğer onları yeterince tanımıyorsanız.. Kendime her zaman hayali bir kahraman yarattım ve onlara yazdım. Deneme yazılarıma ise ara verdim bir süre kafamı dinleyeceğim. Fakat bu sefer kahramanım gökyüzünden değil de sanki yerin altından, yeri yararak çıkarırcasına yeryüzüne çıktı.
Bu seferki küçük yazı kahramanım sensin.
Hoş geldin.
Güncemin devamında sen beni, benim sana anlattıklarımla; senin ise okuduklarınla tanıyacaksın fakat ben seni hiçbir zaman tanımayacağım; çünkü sen benim hayali kahramanımsın.

Meditation – Classical Relaxation – Chopin Piano Sonata
12 Şubat Perşembe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder