31 Mart 2009 Salı

Merhaba küçük prensim.

Neredeyse bir haftadan beri yazamıyorum. Çalışıyorum ve aynı zamanda hasta oldum. Bugün gazetede yayımlanmak için 3 film eleştirisi yazdım fakat kendi elimle veremeyeceğim. Umarım görsellikten yazıya dökülmüş sözcüklerim onları etkiler. Yazmayı seviyorum; derinden ve içteki içimden gelen seslerimi yazıya dökmeyi..
‘Not defteri tutmuyorsanız yaşamı yakalamak umudu yoktur.’
Hiç yazmayı denedin mi bilmiyorum ama yazılar kötü yazıldığında gerçek birer itiraftır. İçe bakışın derecesi ne kadar gerçekse yazılar bir o kadar samimi ve bir o kadar kötüdür.
Ben kötü yazıyorum…

Sana derinden yazığım yazılarımı küçümseme, bileşik yüzlü bir mücevher gibi sev onları, anlamak için hamile bir kadın gibi ıkın. Yazımdaki ışığı, canlılığı, aşkı yakala. Yazılarımda sahneyi bir gün önceden yakala ve kur. Üstünden bir gece geçtikten sonra ise oku.

Seninle birlikte sözcükler başlıyor: İçsel monolog.
Sözcükleri yaratan yaratıcı öz’ü (kendini) nadir bulunan çiçekler arasıda sakla ve açılmaya bırak.

Yazmadığım zaman imgelemim duruyor, kapanıyor, boğuyor beni. Bütün okumalar beni alaya alıyor.

Ne hiç bir şey bilmeyen biriyim. Ne de bir bohem. Kendime ait bir köşem olmasını dilerken, ta yüreğimden dilerken buluyorum kendimi. Hakkında bir şey bilmediğim, iyi hissederek yazabildiğim ‘sen’in içinde..

Beni ayakta tutan şey; tam anlamıyla tadına varamasamda içimde yaşadığım uçsuz bucaksız derinden sevgi.
Sen olmasaydın ortalarda koşuşturup duracak avuntu arayarak; hiçbir zaman bulamayarak en büyük kuraklık dönemlerimden birini yaşıyor olacaktım Emir.

Şimdi uzanmış yatıyorum, bu hastalıktan ateşli, alev alev güneş ansızın yüzümde parlıyor, alçalan portakal rengi bir göz.. Boş, alaycı..

Cehennem gibi hastalık sinsi sinsi dolaşıyor. Bütün canavarlar bana işkence etmeye geldiler sanki; ama ben kaçıyorum onlardan, sana yazmak için. Küçük yüreğimdeki büyük aşkım beni ayakta tutuyor.

Yavaş yavaş büyük bir incinmeyle,sonsuz ilksel bir bebeğe can verir gibi,uzanıp yatıyorum.Duyguları fışkırmaya, kendilerine bırakmaya, sözcüklerde kendilerini kaydetmeye bırakıyorum..

Seni seviyorum Emir.

Embrace - Grativity
27 Şubat Cumartesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder