31 Mart 2009 Salı

Merhaba küçük prensim.

İşten yeni geldim. Ayaklarım ayakta durmaktan ağrıyamıyor bile. Küstüler bana, üstelik bugün sevgililer günü. Onları çok yıprattım, çok yordum.. Sana işten bahsetmemiştim dimi? Zaten bugün girdim.15 günlük bir iş. İstanbul’a gidicem. kafamdaki yorgunluğu denize bırakıp dönücem.

Şu anda kiminle nerdesin, nereye bakıyorsun bilmiyorum ama seni düşünüyorum, düşlüyorum ben. Aslında her şey öyle basit, öyle gülünç geliyor ki kulağa; yabanıl soğuk titizliğinden yanına gitmeme izin vermeyen derinden -tanrı bilir- ne zamandan beri -aşk bu.. Yanına gelmek olanaklıyken, yanına gitmemeye izin vermeyip, bu soğuk kış ayında, bu soğuk aşk günü burada oturuyorum ve bunun olanaksız olacağı bir yere gidiyorum.

Aslııındaa beeenn:
O şirin bağrının içinde olsaydın keşke
(Ah ne güzel ne de şirin!)
Hiç bir yabansı yelin bana ulaşamayacağı yerde.
Bedbaht hırçınlıklar yüzünden
Olmak isterdim bağrının içinde.

İsterdim her daim yüreğinde olmak
(Ah usulca çalıyorum kapını ve yalvarıyorum!)
Orada payıma düşen yalnızca huzur olacak.
Hiç bir sertlikten incinmeyeceğim Yüreğinde kiracı olarak.

Sevgililer günün kutlu olsun Emir..

Denizkızı İlahisi
14 Şubat Cumartesi
21:07

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder